Kentsel Dönüşümün Ötekileri: Kiracılar

Pencereleri sökülmüş biçimde yıkılmakta olan bir apartman fotoğrafının üzerine MADPodcast ajans kentsel dönüşümün ötekileri kiracılar yazısı yerleştirilmiş.

Son yıllarda adaletsiz bir şekilde sürdürüldüğüne şahit olduğumuz kentsel dönüşüm uygulamalarının oluşturduğu olumsuz koşullara maruz kalan bir grup da kiracılar. Evsahibi ile müteahhit arasındaki anlaşmadan ibaret gibi ilerleyen ve kiracılara belirli bir süre içinde yaşadıkları konuttan atar topar taşınmaktan başka bir seçenek sunulmayan kentsel dönüşüm süreçleri, kira fiyatlarının her gün arttığı İstanbul’da kiracılar için ekonomik baskının yanı sıra psikolojik baskıyı da beraberinde getiriyor. MADPodcast’in Ajans programının yeni bölümünde, yaşadığı evlerin kentsel dönüşüme girmesi sebebiyle iki yıl içinde iki kez taşınmak zorunda kalan Aylin’in hikâyesini dinliyoruz.

Podcast’i Spotify üzerinden dinleyebilirsiniz.

Yani o bina bizim başımıza yıkılabilirdi. Bu yaptıkları, bize yaptıkları tehditti. Zaten bu iki kentsel dönüşüm deneyimimde de bunu görüyorum. Yani apartman sadece ev sahipleri için tahliye ediliyor. Kiracılar ordan kaçırılmaya çalışılıyor.

Bahar Bayhan: Merhaba, MADPodcast’in Ajans programına hoşgeldiniz. Ajans programında, kent ve çevre gündemini sahadaki temasların deneyimleri üzerinden ele alıyoruz. Ben Bahar Bayhan.

Sena Nur Gölcük: Ben Sena Nur Gölcük. 

Bahar Bayhan: Bu bölümde kentsel dönüşümü bir kiracı olarak yaşayan Aylin konuğumuz. Aylin ile aslında kiracı olarak pek çoğumuzun yaşadığı ama görmezden gelinen süreçleri kendi deneyimi üzerinden konuşacağız. Hoş geldin Aylin! 

Aylin: Hoşbuldum, merhabalar.

B: Seni biraz kısaca tanıyabilir miyiz?

Tabii. 29 yaşındayım. 10 yıldır İstanbulda yaşıyorum. Üniversite için gelmiştim. Pek çok kere taşındım buraya geldikten sonra. Ama son iki yılda da taşındığım iki ev de kentsel dönüşüme girdi. 

S: Son iki yıl içerisinde iki kere kentsel dönüşüme uğrayan evlerde kaldığını söyleyerek ulaştın bize. Bu süreç ne zaman başladı, nasıl başladı?

Kadıköy’de 2019 Ekim ayında başladı, karot almaya geldiler. Komşular  da sürekli gelip bizi uyardı o dönem. İşte evi kentsel dönüşümle yıkacağız, müteahhitle anlaşıyoruz vs. diye. O sırada ev sahibimiz de “Bir şey olmayacak, ev çürük değil, çürük çıkmayacak muhtemelen, siz hiç acele etmeyin. Birkaç kişi kendi arasında evi yıkmaya çalışıyor” vs. diye bizi oyaladı. Ben ama sürekli belediyeyi aradım ve sordum raporun durumunu. Ve ekim sonunda da rapor çıktı. Çürük. Ondan sonra bir ay sonra da biz taşındık ordan. Ama bu rapor çıkana kadar da giriş daireye bir adam geldi önce, tanımadığımız biri. Orada yaşamaya başladı. Çok gürültü yaptı. Birkaç kere tartıştık kendisiyle. Güvensiz bi ortam oluştu aslında apartman içerisinde. Şey dediler hep: Müteahhitin adamı, apartmanı koruyor diğer kişilerden. Çünkü buraya rağbet çok, çok fazla müteahhit geliyor. Birkaç boş daire vardı. Hırsızlıklar oluyordu Kadıköy bölgesinde çok fazla. Ondan koruyor diye bu adamı aldık dediler. Sonrasında çürük raporu çıktı. Biz ev bakıyoruz, bu sefer müteahhitin adamları diyebileceğimiz 10-15 kişi gelip apartmandaki boş daireleri sökmeye başladılar. Kalorifer peteklerini, muslukları başka birçok şeyi söktüler. Duvarları yıktılar uzunca bi süre. Çok yani çok korkunç bi dönemdi. Balyoz sesleriyle sürekli bi yıkımın içindeydik aslında apartmanda. Ve apartman henüz boşalmamıştı. Daha 3 veya 4 daire vardı bunlar olurken. Hatta o süreçte bi ev sahibi dolaplarını alıp gitmek istedi. Müteahhidin adamları tırnak içinde, onla da kavga ettiler. Dolaplarını almasına izin vermediler mesela. Böyle şeyler de oldu. 

B: Aylin şunu merak ediyoruz biz  aslında; sen bu Kadıköy’deki eve taşınırken kentsel dönüşüme uğrayabileceği ihtimali var mıydı? Ya da ev sahibi sana böyle bir şeyi belirtti mi?

Şimdi şöyle oldu. Bazı emlakçılar bizi uyardı. Bu çevrede çok kentsel dönüşüm var dikkat edin. Biz baktığımız evlerde karot alınmış mı alınmamış mı hep onlara baktık. Belediyeyi arayıp soruşturdum ben bu ev için. Böyle bir ihtimal yoktu. Ev sahibine sordum böyle bir ihtimal asla yok dedi. Hatta eşim beton uzmanı, o ev sağlam asla öyle bir şey olmayacak dedi. Biz öyle taşındık o eve. 

B: İlk etapta Kadıköy’e gelme, Kadıköy’deki o evi bulma nedenin neydi mesela? Hani yeni bir eve neden taşınmadın mesela, öyle bir evi tercih ettin?

Yani yeni ev fiyatları çok yüksekti. Bu arada orası da yani kira o döneme göre uygundu 1500 liraydı. Feneryolu’nda. Yeni evler çok yüksek. Şu an da o risk var. Yani yeni evde yaşayabilen çok az insan var. Her eski eve taşındığımızda bu risk devam ediyor aslında bizim için. 

S: Karot alındıktan sonra, yıkım kararı geldiğine dair size bir bilgilendirme yapıldı mı? 

Eve bir belge gelmedi. Ev sahibine gitmiş olmalı. Ben belediyeyi aradığım için öğrendim. 

B: Peki yani artık fiili olarak bina yıkılmaya başladıktan sonra sizin taşınmanız için ne kadar bi süre tanındı size? 

Ev sahibi bize Kadıköy için aralık sonuna kadar müddet tanıdı. Ancak kasımın ilk haftasından itibaren bu kişiler gelip belli işlemler yapmaya başladılar apartmanda. Kasımın son haftası biz ev bulmuştuk apar topar. O hafta yani çok daha şiddetlendi bütün bu sesler, yıkım sesleri. Camlara yukarıdan düşen betonlar çarpıyordu. Demir parçaları çarpıyordu. Atıyordular yukarıdan aşağıya. Yani çok çok zordu gerçekten. Kedimiz vardı hastaydı o sırada. Biz yine anlayabiliyoruz ne olduğunu ama onun için bile çok travmatik bir süreçti. 

Çok acayip kötü bir dönemdi. Yani ne yapacağımızı bilmiyoruz. Nereye şikayet edeceğimizi bilmiyoruz. Sonra ben bir avukat arkadaşıma danıştım. O zabıtayı aramamı söyledi neyse ki. Polisi de aramıştım. Polis geldi bi gün ve işte binanın içerisinde dolaşıyoruz, yukarı çıkıyoruz, çıktıkça aydınlanıyor apartman çünkü duvarları yıkmışlar. Biz birinci kattaydık ve 7 katlı bi apartmandı. Duvarları yıkmışlar, her yer yıkılmış yani ve biz o apartmanda yaşıyoruz. Polis bize dedi ki: “Tadilat varmış gibi düşünün”. Ve biz tabii ki de olayı anlamlandıramadık. Tutanak tutmadan gittiler. Neyse ki zabıta geldi ve olayı durdurdu o gün. Çünkü bu işlemlerin yapılabilmesi için, yani onların basitçe söküm dediği işlem, aslında işte radyatörlerin sökümü, belli şeylerin metallerin sökümü falan belki ama bu bile çok tehlikeli çünkü su açık apartmanda hala, elektrik açık, doğalgaz açık. Zabıta bu sebeple bunu durdurdu. Bu işlemlerin yapılabilmesi için yıkım ruhsatının alınmış olması ve binanın içerisinde güvenlik çemberi hattı çekilmiş olması gerektiğini söyleyerek durdurdu neyse ki. Yani zabıta kurtardı bizi orda bir nevi çünkü başka yapacak hiçbir şeyimiz yoktu yani. 

B: Aslında yani çürük olarak, zaten güvensiz olarak tescillenmiş bir binada daha da güvensiz bir konuma gelmiş oldunuz kentsel dönüşüm vesilesiyle. 

Evet. Yani o bina bizim başımıza yıkılabilirdi. Bu yaptıkları, bize yaptıkları tehditti. Zaten bu iki kentsel dönüşüm deneyimimde de bunu görüyorum. Yani apartman sadece ev sahipleri için tahliye ediliyor. Kiracılar ordan kaçırılmaya çalışılıyor.

S: Sizinle birlikte kaç daire vardı o yıkım esnasında?

Bizimle birlikte üç daire vardı. 

B: Onlar da mı kiracıydı?

A: Biri kiracıydı biri ev sahibiydi. Ancak çok yaşlı bir kadındı yani o nasıl, ne yaptı bilmiyorum. Onun için çok kötüydü muhtemelen süreç. Tek başınaydı. 

S: Peki sonra taşındığınız evinizde nasıl bir süreç yaşadınız? 

Şöyle oldu: Biz işte bütçemizin yeteceği yerlere bakmaya başladık. Ve Beşiktaş’ta bir yer bulduk. Emlakçılarla konuşurken bu arada hep soruyoruz kentsel dönüşüm ihtimali var mı diye. Tabii ki de yok diyorlar. Özellikle de bu taşındığımız ev için de şöyle dendi: Ev sahipleri oturuyor 4-5 dairede ve iki tanesinin mutfaklarını yenilettiklerini öğrendik. Yani muhtemelen yakın zamanda kentsel dönüşüme evet demezler. Biz de dedik ki tamam madem bu kadar masraf yapıyorlar hakikaten demezler muhtemelen. Ev de iyi görünüyordu. Öyle taşındık. Bir günde toparladık bütün evi ve bir günde o moloz yığınlarının arasından taşındık. 

S: Ev arama kriterlerin neydi peki bu Kadıköy’den taşındıktan sonra? İşte yeni taşınacağım evde şöyle olsun, bu yaşında olsun bu bina ya da balkonu olsun gibi böyle tasarladığın şeyler var mıydı?

A: Yani elbette ki insan istiyor ama o kadar çabuk olunca ev seçeneği çok az oluyor. Onlara pek bakamıyorsun. 

B: Sizin aslında en önemli kriterleriniz çok hızlı bulabileceğiniz bir evdi.

A: Evet. Nisbeten güvenli görünen, yıkım ihtimali olmayan. Çünkü baktığımız başka evlerde dedik yani bu ev kesin yıkılır. Öyle görünüyordu. Ama onlar yıkılmamış bu arada. Görüyorum. Ama bu ev de yıkıldı.

B: Beşiktaş’taki evde nasıl bi süreç başladı? Nasıl devam etti?

A: Beşiktaştaki evde de 2021 mayıs ayında karot alındığını gördüm binadan. Ve çok korktum dedim eyvah yani buraya da geldi. Bizi kimse bilgilendirmedi. Hemen gittik bi komşuyla konuştuk. Dedi evet yıktıracağız burayı. Dedim neden yani bi şüpheniz mi vardı? Binamızın asansörü yok asansör yaptırmak istiyoruz o yüzden yeniletiyoruz dedi. 4 katlı bir binaydı, en üstte de biz oturuyoruz. Sonra ev sahibiyle görüştük ve ev sahibinin haberi yoktu. O da aynı şeyleri söyledi. Birkaç kişi binayı yıktırmaya çalışıyor siz çıkmayın bir şey olmaz. Yani yıkım kararı alınsa bile en az 6 ay. Ben sizin arkanızda duracağım merak etmeyin gibi sözler söyledi. Sonra Haziran 25’i gibi de beni arayıp müteahhitle anlaştıklarını, bize eylül 15’ine kadar süre verdiğini söyledi çıkmamız için. Bu arada binaya çürük raporu gelmiş ama bizi bu konuda bilgilendirmedi. 14 Haziranda gelmiş. Ben sordum kendisine hayır rapor gelmedi henüz demişti o tarihte. Kiralar çok artmıştı temmuz ayında. Yani gelen ev gidiyordu gerçekten bir saat içinde. İnternetten bakıyorduk. Ben Kadıköy’den bir ev beğeniyordum, yetişemeden gidiyordu gerçekten. Sonra temmuzun sonuna doğru da işte bu evi bulduk. Ve içinde kiracı vardı. 10 Ağustos’ta çıkacaktı o yüzden hemen taşınamadık. Temmuz sonundan Ağustos’un 10’una kadar da epey zorlu bir süreç yaşadık orda da. Burda müteahhit söküm işlemini kendi yapmamış, ev sahiplerine bu hakkı vermiş. Oradan gelecek parayı siz kullanın hani siz kendiniz uğraşın. Söküm işlemini yaptırın diye. Ve hepsi temmuzun ortasında taşındı. İnsanlar geldi, işçiler geldi. Evlerin belli şeylerini söktüler, götürdüler. Apartman bi anda açık bi apartman oldu. Kapılar yok, pencereler yok. Yan taraftan, kot farkından direkt apartmanın içine girilebilir. Kanalizasyonlar açık kalmış. Evimizi fare bastı. 10 Ağustos’a kadar öyle yaşamaya çalıştık orada. 

B: Aslında eylül sonuna kadar süreniz vardı halbuki, değil mi?

A: Evet. Ama sonra öğrendik ki temmuz sonunda bir apartman grubu varmış bizim bundan haberimiz de yok. Alınmamışız yani. Orada konuşulmuş. Temmuz sonunda herkes çıkacak apartmandan. Ve apartman yıkılacak. Müteahhit de demiş ki: Ben size kira yardımını apartmandaki herkes çıkmadan vermeyeceğim. Böyle olunca da komşular bizim üstümüzde baskı kurdu bir an önce çıkmamız için. İşte apartmanın suyu kesilecek, doğalgazı kesilecek elektriği kesilecek, çıkın. Ağustos 1’de kesecekler. Yaşayamazsınız burada, gidin. Yani hem korona dönemi hem evimizi fareler basıyor. Ve su olmayacak evde. 

S: Peki kira yardımı aldın mı, hem Kadıköy’den hem Beşiktaş’tan ayrılırken?

A: Kadıköy’den aldım. 2300 liraydı 2019 yılında. Bu arada şöyle dendi: Eğer ikinci kez tekrar bir kentsel dönüşüme uğrarsanız yardım alamayacaksınız dediler Kadıköy’de bize. Sanki benim elimdeymiş gibi ya da ben o binaları seçiyormuşum gibi. Beşiktaş’ta başvurdum ama henüz almadım. Ve şu anda da miktar 2300 lira. 1150 lira taşınma masrafı 1150’de ilk kira olarak hesaplanıyor. Neye göre hesaplanıyorsa artık. 

S: Başvurduğun yerler nereler peki? Bu Kadıköy’de 2300 lirayı nereden aldın?

A: Belediye. Kadıköy belediyesine başvurdum. Evet. İmar kira yardımı bölümü vardı. Beşiktaş Belediyesinde de öyle. Öyle bir bölüm var ama onlar galiba bakanlığa yönlendirmişler. Kadıköy Belediyesi öyle yapmamış olabilir. 

S: Bu yardımı ama taşındıktan sonra aldın değil mi?

A: Evet. Hatta şöyle; binanın yıkılmış olması gerekiyor bu yardıma başvurabilmek için. 

B: Yani yaşadığınız psikolojik olarak çok yıpratıcı şeyler. Sonuçta son iki yılda iki kere taşınmaya zorlanma gibi bir durum söz konusu.  Ama bi yandan da işte ekonomik boyutu da var ya. O tarafları biraz anlatabilir misin Aylin?  Hani nasıl bi zorluk sizin için? Ev değiştirme çünkü sadece kirayla da bitmeyen bi şey. Yani hani o süreçte bir sürü masraf ediliyor vs. Aynı zamanda sen işte belediyeye de bi yandan başvurup bilgi almaya çalışıyorsun. O süreçler nasıl geçti?

A: Yani çok zordu. Ben sürekli para biriktirmeye çalışıyorum ve hepsi böyle şeylere gidiyor. Ailem destek oldu ilkinde. Çok yüksek miktar bir para çünkü durduk yere.Ve hani bir anda oluyor. Karar veriliyor, karot alınıyor bir ayda açıklanıyo bir ay sonra da çıkmış olmanı istiyorlar genelde. İki ayda yani 10.000 liranın üstündeki bir parayı bir insan nasıl ayırabilir. İmkanı yok. Yani epey zordu. Borçlanıyoruz, mecbur. Belediyenin bu yardımı geç vermesi de çok zorluyor. 

B: Destek mekanizmaları sence mesela yeterli mi bu süreçte? Kiracılara destek olunması için. İşte kira yardımından bahsediyoruz mesela.

A: Kesinlikle değil. Yani 2300 lira. Bir de iki aylık yani biri taşınma ve bir aylık kira olarak öngörülüyor. Hiç gerçekçi bir rakam değil. Maalesef…

B: Bu süreçleri yaşarken belediyeden bilgi almak üzere veya işte şikayet mekanizmalarını nasıl zorladın sen? Neler yaptın bu süreçte?

A: Kadıköy’den taşındıktan sonra belediyeye şikayetçi olmak istedim müteahhit hakkında. Ancak belediye müteahhidin atanmadığını, belli olmadığını söyleyerek beni geçiştirdi. Ben ısrarla dilekçe yazmak istediğimi söyledim. Bunu kabul etmedi. Beşiktaş Belediyesi’nde de bütün bu söküm işlemleri olurken yine belediyeyi aradım ve zabıta gönderilmesini istedim. Belediyedeki kişi benimle alay eder gibi konuştu. Yani dedi ki: Siz ordan çıkmıyor musunuz? Yıkım kararı alınmış. Çıkmaya mı direniyorsunuz? Dedim öyle bi şey değil yani. Şu an tehlikedeyiz. Bu konuda maalesef destek göremedim. 

S: Sen iki kere üst üste son iki yıl içerisinde böyle bir  kentsel dönüşüme denk geldin. Ve konuştuğumuz kadarıyla bu süreçler seni maddi manevi etkiledi. Ve artık ne yazık ki kentsel dönüşüm üzerine bir deneyim sahibisin.. Peki senin gözünden, yani anlattığın kadarıyla iki süreçte hiç de adil bir şekilde gerçekleşmemiş. Peki senin gözünden bir kentsel dönüşüm süreci nasıl ilerlemeli? 

A: Kesinlikle kiracılar göz ardı ediliyor. Sanki oturdukları dairede kendi hakları yokmuş gibi davranılıyor. Az önce dediğim gibi gerçekten ev sahiplerinin tahliyesi sağlanıyor ve kiracılar apartmandan kaçırılmaya çalışılıyor. Bu süreç kesinlikle böyle işlememeli. Yani bunu komşular da yapıyor, ev sahibi de yapıyor, müteahhit de yapıyor. Ev sahibi bu arada başka örneklerden de biliyorum. Arkadaşlarıma da aynı şeyi söylemişler. Yıkılmayacak, merak etmeyin. Bizden son aya kadar kira almaya çalışıyorlardı. Bunun böyle olmaması gerekiyor ve bunların cezasının da olması gerekiyor. Ayrıca bence taşınma masraflarının yine kiracıların da karşılanması gerekiyor. Yani müteahhit mi ev sahibi mi, belediye mi bilmiyorum ama bunun zorunlu tutulması gerekiyor yani bireylere bırakılmaması gerekiyor. Yani kiracının da bu sürece katılması, en başından şeffaf olunması gerekiyor. Ve tahliye tamamlanmadan söküm dedikleri işlemlerin de yapılmaması gerekiyor. Yani bu aslında yasak ama pratikte hiç öyle işlemiyor. Bir belediye çalışanı bile bunu bilmiyorsa eğer, Beşiktaş’ta olduğu gibi, ne yapılabilir bilmiyorum. Yani bu süreçte temas ettiğimiz insanların hem insan hakları konusunda hem bu kentsel dönüşümün sınırları, kanunları, dayandığı yönetmelikler konusunda bilgi sahibi olması gerektiğini düşünüyorum.

B: Aylin çok teşekkür ederiz sana bugün bizimle birlikte olduğun için ve deneyimini paylaştığın için. Biz Mekanda Adalet Derneği olarak yakın zamanda “İstanbul’da Kentsel Dönüşüm ve İyilik Hali” başlıklı bir rapor da yayınladık. Merak eden dinleyicilerimiz aslında web sitemizden o raporu indirip inceleyebilir. Tekrar teşekkür ediyorum sana.

A: Ben teşekkür ederim böyle bir alan açtığınız için. Gerçekten çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

B: Ajans’ı dinlediğiniz için teşekkür ediyoruz. MADPodcast’e Spotify, MAD Youtube kanalı, Apple Podcast ve Google Podcasts’ten abone olabilirsiniz. Hoşçakalın!